Tatlıcı Genç
Tatlıcı Genç
 
Baba oğlunu karşısına almış öğütler vermektedir. “Oğlum önemli olan çalışkan olman değil insanlarla iyi anlaşman ve onlara faydalı olmandır. Bu gün okula gittim okulda herkes senin derslerinin çok iyi olduğunu fakat kimseyle iyi geçinemediğini söylediler üzüldüm. Evladım asıl olan çalışkan olmak değil bunun yanında çevrene de yardımcı olmandır. Sana bir hikâye anlatayım.
Zaman çok zaman önce dağlarda yaşayan çok çalışkan, çalışkan olduğu kadarda yakışıklımı yakışıklı bir genç varmış. Bu genç hangi işe el atsa başarılı oluyormuş çünkü çok iyi dinler denileni yapar yeni şeyleri denemekten kaçınmazmış.
Dedik ya her işi denemiş ve başarılı da olmuş. En sonunda bir aşçının yanında yamaklık yapmaya başlamış. Bu işe elide yatkın olunca aşçılığı da iyice öğrenmiş. Daha çok da tatlı çeşitlerini yapmayı seviyormuş. Belli bir zaman sonra çevrede eline su dökebilecek usta bile kalmamış. Ünü her yere yayıldıkça kibirlenip gururlanmaya başlamış. Başka insanları hakir ve beceriksiz görüp onlarla alay eder dalga geçermiş. Gururu ve kibrinden dolayı çevresine faydadan çok zarar verir olmuş. Herkese meydan okumaya başlamış: ”Kimse benim gibi tatlı yapamaz yapan varsa gelsin yarışalım hodri meydan” diyormuş.
Aradan çok zaman geçmemiş iki tane bir birine benzeyen genç kız gelmiş. “Senin meydan okumanı kabul ediyoruz, seninle yarışmaya hazırız. Bir jüri oluşturulsun hangi tatlı daha güzel onlar karar versin” demişler. Tatlı ustası delikanlı hemen kabul etmiş kızlara: ”Size bir hafta süre hangi malzemeyi isterseniz kullanın haftaya bu gün jüri toplanıp kararını versin.” demiş.
Kızlar: “Bize bir şey gerekmez tabiattan başka bize çevremizdeki çiçekler yeter.” Deyip yarışmaya başlamışlar.
Bir haftalık süre göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş jüri toplanmış tatlıcı gencin yaptığı tatlılara bakmışlar her zamanki gibi çok güzel. Sonra kızların tatlısına bakmışlar muhteşem bir şey. Ama önceden hiç görmemişler böyle bir tatlıyı. Nasıl bir tatlıdır bu?  Kızlara dönmüşler:
 “Yarışmayı siz kazandınız ama söyler misiniz yaptığınız tatlı nedir?”
O sırada kızlar kanatlanmış gökyüzünde uçmaktadırlar. “Bizler Allahın yeryüzüne gönderdiği görevli melekleriz. Bu kendini beğenmişe bir ders vermek için geldik. Bizlere arı derler yaptığımız tatlıya bal denir. Bu tatlıcıyı da arıya çevireceğiz ama tatlı yapamayacak. Böbürlenmesinin cezasını kıyamete kadar eşek arısı olarak yaşayarak ödeyecek.” der.
"Aşk, maşuk için yanmaktır."
 
Facebook beğen
 
Gönül Bir Deryadır
 
Gönül bir deryadır girmesini bilmek gerek,
Sevda bir ummandır sevmesini bilmek gerek
Ne Okuyalım?
 
Kitabın Adı:Gelincik hikayeleri
Yazarı: Çınar Hoca ÇOBANİ
Tür: Hikaye,deneme
Konu: Gelincik çiçeğine vurulan bir çınarın hikayesi falb tarzında işlenmiş.
Ben de Kaldı
 
Bir bahar sabahı doğarken güneş,
Seni gördüm çırpınan kalbime eş
Hayat kumarında olmadım serkeş
Sana esen seher yeli bende kaldı.

****
Bir bakışta ben-i gördüm yüzünde
Hayalimin izi vardı bal köpüğü gözünde
Yer almak isterdim her tatlı sözünde
Sana olan sevdalı yürek bende kaldı.

****
Yanakların kızarmıştı belli arından,
Uzaklaşamadım o an senin yanından
Umutlu olayım mı bugünden yarından,
Sana gelen aşk yolları bende kaldı.

****
Bir kor düştü yaktı benim özümü,
Senin için sakınmam budaktan gözümü,
Yaşayamam sensiz hem yazımı, güzümü
Sana bakıp yanan yürek bende kaldı.

****
Yağmurlar yağıyor oysa hava kurak
Toprak kuru bak sadece gözlerim ıslak,
Gelincik rengini almış sende al yanak,
Sana doğru akan yaşlar bende kaldı.
EY MAŞUK
 
Sana hep yazılsın istersin ey gönül,
Sen başkası için ne zaman yazacaksın,
Senin uğruna yanan gönül var,
Sen ne zaman yanıp yakılacaksın..
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol