Geç Kalan Ah !



           Geç Kalan Ah !

İleri yaştaki karı kocanın hiç bir zaman çok iyi anlaştıkları söylenemezdi. Hele kadın kocasından çok şikâyetçi idi. Hayatının her döneminde kocasının tam olarak yanında olmadığından şikâyetçiydi.

Kocası da her eve geldiğinde güler yüz görmediğini anlatırdı etrafına. Fakat her şeyin farkında olan koca çevresinin en hoş sohbet insanlarından birisiydi. Arabuluculuk dünürcülük ve bunun gibi işlerde tüm çevresi adamı götürürdü yanlarında. Konuşması ile insanları ikna eder o işi bitirmeden gelmezdi.

Kadında kocasının iş bitiriciliğini bilir takdir eder fakat işlerine yardımcı olmadığından dert yanardı. Kadın sabah erkence kalkıp çoluk çocuğunu okula, kocasını da işe gönderip kendisi ahırdaki hayvanlara bakıp, mevsimine göre ot biçmeye ekin biçmeye, davar gütmeye, evin odun ihtiyacı için odun kesmeye veya bağ bahçe işlerine gider. Eğer yaz mevsimi ise bahçeden doğru yaylaya ılkıya (yaylada ki davarların yattığı yer ve süt sağım işi) gider. Süt sağım işi akşam ezanı ile ancak biter yayladan süt helkesi ile dönüş yatsı ezanlarını bulur. Bu saatten sonra eve gelip çeşmeden su doldurmak, yemek yapmak kadını canında bezdiriyordu. Fakat kocan memur bu işleri yapma bırak diyenlere de kızar, beş tane çocuğu büyütüp okutmak kolay mı derdi. Kocası işten çıkınca ev işlerine yardım ederdi ama bu yetersiz kalırdı.

Karı ile kocanın tartışmaları hiç eksik olmazdı. Bir gün kızgınlık anında eğer benden önce ölürsen mezarına kazık çakacağım, kurban keseceğim diye yemin etmişti. Kocası memurluktan emekli olduktan sonra çok fazla yaşamadı zaten. Emekli olunca karısının zorlaması ile kendini bağ bahçe işlerine fazla kaptırınca bünyesi fazla dayanamadı. Uzun süre hasta yattı. Hakkın rahmetine kavuştuğu zaman kadın hala o ettiği yeminin peşinde idi. Çocukları zorla ikna ettiler böyle bir yanlış yapmaması için. Zorlada olsa ikna oldu.

Aradan zaman geçip çocuklar başka şehirlere yerleşince kadın yalnız kaldı. Çocuklarına şöyle demeye başladı:

“Çocuklarımın eşlerinizin kıymetini bilin. Ben babanızın kıymetini bilemedim. Babanız Cumhurbaşkanı gibi adammışta ben kıymetini bilememişim !"


 

"Aşk, maşuk için yanmaktır."
 
Facebook beğen
 
Gönül Bir Deryadır
 
Gönül bir deryadır girmesini bilmek gerek,
Sevda bir ummandır sevmesini bilmek gerek
Ne Okuyalım?
 
Kitabın Adı:Gelincik hikayeleri
Yazarı: Çınar Hoca ÇOBANİ
Tür: Hikaye,deneme
Konu: Gelincik çiçeğine vurulan bir çınarın hikayesi falb tarzında işlenmiş.
Ben de Kaldı
 
Bir bahar sabahı doğarken güneş,
Seni gördüm çırpınan kalbime eş
Hayat kumarında olmadım serkeş
Sana esen seher yeli bende kaldı.

****
Bir bakışta ben-i gördüm yüzünde
Hayalimin izi vardı bal köpüğü gözünde
Yer almak isterdim her tatlı sözünde
Sana olan sevdalı yürek bende kaldı.

****
Yanakların kızarmıştı belli arından,
Uzaklaşamadım o an senin yanından
Umutlu olayım mı bugünden yarından,
Sana gelen aşk yolları bende kaldı.

****
Bir kor düştü yaktı benim özümü,
Senin için sakınmam budaktan gözümü,
Yaşayamam sensiz hem yazımı, güzümü
Sana bakıp yanan yürek bende kaldı.

****
Yağmurlar yağıyor oysa hava kurak
Toprak kuru bak sadece gözlerim ıslak,
Gelincik rengini almış sende al yanak,
Sana doğru akan yaşlar bende kaldı.
EY MAŞUK
 
Sana hep yazılsın istersin ey gönül,
Sen başkası için ne zaman yazacaksın,
Senin uğruna yanan gönül var,
Sen ne zaman yanıp yakılacaksın..
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol