Sığırtmaç
 

Sığırtmaç
 
 
Köylerde sığırtmaçlık yapan bir garip her gün sığırların peşinde o dağ senin bu dağ benim dolaşıp hayvanları gütmekte onların karınlarını doyurmaktadır. Böylece yüksek dağlarda yayılan hayvanlar daha semiz daha sütlü olmaktadır. Hayvanların karnı doymakta ve sığırların sahipleri de bu durumdan çok memnundur. Biz böyle çobanı bir daha bulamayız demektedirler.
 
Bir gün çoban dağlardaki çiçeklerin güzelliğine dalmış, bu çiçekleri yaratanın dünyayı birçok güzelliklerle donattığını düşünerek tefekküre dalmıştır. Çiçeğin güzelliği çiçeğin kokusu rengi ışıltısı hepsi çobanın kendinden geçmesine sebep olmuştur. Çoban bu şekilde tefekkürde iken etraftaki kurtlar bile hayvanlara dokunamazmış.
 
Köylülerden birisi bu sığırtmacın ne özelliği varda hayvanları kimsenin gidemediği yere götürmekte hayvanlar daha semiz ve daha sütlü olmaktadır diye merak etmiş. Bir gün fark ettirmeden takip etmiş. Çoban sislerle kaplı yaylaya hayvanları götürmekte orada kırmızı renkli bir çiçeğin başında oturup akşama kadar bir şeyler mırıldandığını görür. Etrafta dolaşan kurtların hayvanların yanından çekip gittiğini görüp bunun hikmetini sormaya karar verir.
 
“Sen burada ne yapıyorsun, bir çiçeğin başında saatlerdir oturmaktasın derdin nedir?”
 
“Benim hiçbir derdim yok, şu çiçeklerin güzelliği karşısında kendimden geçtim onları seyrederim, Allahın bize verdiği bu güzellikler karşısında şükrederim, hamd ederim.”
 
“Bunlarda sıradan çiçekler hiçbir özelliği yok neden kafanı bu kadar taktın ki?”
 
“Yanılıyorsun Allahu Teâlâ hiçbir şeyi sıradan ve sebepsiz yaratmamıştır, Tüm kâinatı yaratırken kendi nurundan ve güzelliğinden katmıştır. Biz dünyadaki güzelliklerde onu arar onu görürüz. Allah bize o kadar büyük nimetler bahşetmiştir ki biz onun farkında bile değiliz.”
 
“Ya çoban sen ne garip adamsın böyle neyin farkında değiliz anlatta bilelim.”
 
“Sana ne anlatayım bilmem ki anlatsam da acaba anlar mısın? Aldığın havayı düşün, aldığın her nefes sana yeni hayattır, yeni bir başlangıçtır. Nefes alıp verirken burnumuza bu çiçeklerin kokusu da gelir havadan bunu ayırman seni koklamayacağım demen mümkün mü, hayır değil. Tabiattan aldığın her çiçeğin kokusu burnuna oradan beynine aksetmektedir. O kokuyu çıkarıp atabilir misin, elbette atamazsın. O nefesi aldığın andan itibaren o koku sensindir artık. Ya da içtiğin suyu düşün, su içtiğin andan itibaren sen olmuştur artık. Midende bağırsaklarında böbreklerinde damarlarında dolaşan kanda o su vardır artık. Terin içtiğin sudur, gözyaşı olup akan sudur. Bu suyu inkâr edip çıkarıp atman mümkün mü, mümkün değil elbet. Biz yaratılma sebebimizi bilir ona göre davranırız.”
 
“Hiç böyle düşünmemiştim ben.”
 
“Vücudumuz toprak anamız gibidir. Toprağın bitkileri, hayvanları insanları kısacası üzerindeki her şeyi kabullenip benimsemesi gibi, var olan her şeyi kabullenip benimsemeli ve bizi yaratana şükretmeliyiz.”
 
“Ey garip kimsesiz çoban beni affet, asıl garip ve kimsesiz olan benmişim. Yüce Allah senle beraber olduktan sonra başkasına ihtiyaç yokmuş ta biz bilememişiz.”
"Aşk, maşuk için yanmaktır."
 
Facebook beğen
 
Gönül Bir Deryadır
 
Gönül bir deryadır girmesini bilmek gerek,
Sevda bir ummandır sevmesini bilmek gerek
Ne Okuyalım?
 
Kitabın Adı:Gelincik hikayeleri
Yazarı: Çınar Hoca ÇOBANİ
Tür: Hikaye,deneme
Konu: Gelincik çiçeğine vurulan bir çınarın hikayesi falb tarzında işlenmiş.
Ben de Kaldı
 
Bir bahar sabahı doğarken güneş,
Seni gördüm çırpınan kalbime eş
Hayat kumarında olmadım serkeş
Sana esen seher yeli bende kaldı.

****
Bir bakışta ben-i gördüm yüzünde
Hayalimin izi vardı bal köpüğü gözünde
Yer almak isterdim her tatlı sözünde
Sana olan sevdalı yürek bende kaldı.

****
Yanakların kızarmıştı belli arından,
Uzaklaşamadım o an senin yanından
Umutlu olayım mı bugünden yarından,
Sana gelen aşk yolları bende kaldı.

****
Bir kor düştü yaktı benim özümü,
Senin için sakınmam budaktan gözümü,
Yaşayamam sensiz hem yazımı, güzümü
Sana bakıp yanan yürek bende kaldı.

****
Yağmurlar yağıyor oysa hava kurak
Toprak kuru bak sadece gözlerim ıslak,
Gelincik rengini almış sende al yanak,
Sana doğru akan yaşlar bende kaldı.
EY MAŞUK
 
Sana hep yazılsın istersin ey gönül,
Sen başkası için ne zaman yazacaksın,
Senin uğruna yanan gönül var,
Sen ne zaman yanıp yakılacaksın..
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol