
Çiy Damlası
Sen çiy damlasısın seher vaktinde
Muştularsın sabahı gece köründe
Ben bir kırağıyım soğuktan kristalleşmiş
Bahar yoktur bende bakarsın kış gelmiş
Sen bir güneşsin aydınlık ve sıcak
Güzelliklerin hepsi sendedir ancak.
Ben çölde gece kanlığıyım aşırı soğuk
Akbabaları haber veririm boğuk boğuk
Sen atlas kumaş gibisin yumuşak ve parlak
Sararsın sevdiğini olsa da bir acemi çaylak
Ben ki eski libas gibi lime limeyim
Alıp başımı çok uzaklara gitmeliyim
Sen gelincik gibisin her şeyi zarifçe saran
Hayat sensin,gönül telini titretmesin hicran
Ben su dikeni gibiyim dere kenarında
Gören olmuş mu beni maşuk yanında
Sen bir ceylan gibisin ürkek ve çekingen
Ölürsün sevdiklerin için geçersin serden
Ben yaşlı kurt gibiyim tüyleri dökülmüş
Aldığı darbelerden dişleri bile sökülmüş
Sen bir nergis gibisin nazik ve hassas
Aşığından başkasına yapmazsın iltimas
Ben koca bir kuru kütük gibiyim içim geçmiş
Köklerimde yaşayan kurtlar bile beni terk etmiş
Sen yağmur damlasısın, bereket olursun
Herkese yüreğinde şefkatle dolusun
Ben dolu yağışı gibiyim her zaman sert ve kırıcı
Tüm ümitleri ürünleri götürüp yok edip yıkıcı
Sen bir su perisisin, nilüferler senle açar
Suyun tatlı ve berrak tuzlu denizlere akar
Ben sel suyu gibiyim umutları alıp götüren
Çamurlu suda timsah misali hayat bitiren
Sen asilsin, karşı durmazsın kimseye
Dertleri Allahtan bilir çekersin sineye
Hoca Çobaniyim vurulmuşum bir asiye
Edemedim deli divane gönlümü terbiye
 |